Akşener yeni dönemin ilk grup toplantısında konuştu
İYİ Parti lideri Akşener, yerel seçimler için "İttifak siyasetini reddediyoruz" açıklaması yaparken, Türkiye'nin boğuştuğu ekonomik sorunlara rakamlarla değinerek 'Ekonominin en büyük yapısal sorunu Erdoğan'ın ta kendisi' dedi.
İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, yeni yasama yılının ilk grup toplantısında konuştu.
Türkiye'nin boğuştuğu ekonomik sorunlara rakamlarla değinen Akşener, rotayı mart ayında gerçekleşecek yerel seçimlere yönelttiklerini bir kez daha vurgularken ittifak siyasetini reddederek, 81 ilde kendi adaylarıyla seçime gireceklerini ifade etti.
“81 İLDE KENDİ ADAYIMIZLA SEÇİME GİRECEĞİZ”
“İYİ Parti olarak çetin bir yola çıkıyoruz, hazır mısınız?” diyen Akşener, yerel seçimlere ilişkin şunları söyledi:
“İktidardan muhalefete kaybettikleri güveni bizde bulacaklar. Nefsi, kibri onlara bıraktık. Milletin ve Hakk'ın yanındayız. Nasıl ki 25 Ekim 2017'de çıktığımız bu kutlu yolda tüm engelleri, iftiraları, baskıları tek başımıza göğüslediysek bugünden sonra da tek başımıza olacağız. Önümüzdeki yerel seçimlerde 81 ilde kendi adaylarımızla hür ve müstakil siyasetimizle tek başımıza aziz milletimizin karşısına çıkacağız.”
“EKONOMİNİN EN BÜYÜK YAPISAL SORUNU ERDOĞAN'IN TA KENDİSİ”
Türk ekonomisinin içinde bulunduğu durumu rakamlarla değerlendiren Meral Akşener, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Dünyanın ilk 10'unun içine giremedik ama dünyanın en büyük enflasyonuna sahip ilk 10 ülke arasına girmeyi başardık. Emeği geçen iktidar sahiplerine başarılar diliyorum.
Ekonominin en büyük yapısal sorunu Erdoğan'ın ta kendisi. Geçtiğimiz hafta OPV açıklandı. Ama plandan ziyade bu bir temennidir. Türkiye'nin ihtiyacı olan yapısal reformlar yok. Bu 19. plan oldu. Peki diğer 18'i tuttu mu? Hayır tutmadı. İktidar ekonomi de dün ne dediyse bugün tam tersini yapıyor.
Bir yabancı kuruluş, 'Türkiye'ye sıcak para gelebilir' dedi diye sevinç çığlıkları atıyorlar. 'Faiz sebep, enflasyon sonuç' diyenler enflasyonu patlattılar. Bugün ise yaptıkları rekor faiz artırımlarıyla işsizlik milletimizi eziyor.
Enkaz o kadar büyük ki sadece ekonomi politikaları marifetiyle Türkiye'yi hak ettiği yere getirmemiz imkansız. Ne alırsak alalım bir daha aynı ürünü aynı fiyata alamıyoruz. Kaliteli gıdaya erişim sorunu yaşıyoruz. Bu 'çocuklarımız beslenemiyor' demek. Bugün Ankara'da açlık sınırı 13 bin 334 lira, olurken yoksulluk sınırı ise 43 bin 433 lira. Emekli maaşı 7 bin 500, asgari ücret 11 bin 402 lira. Açlık çekmesin diye artı 2 bin lira daha kazanması lazım.
Biz gidilen bu yolun yol olmadığını her seferinde anlattık, çözüm yolları da önerdik ama dinlemediler. Eğitimi ticarete dönüştüren bir garip şekilde yönetiliyoruz. Barınma krizi de tüm şiddetiyle devam ediyor. 'Ev almak zor' derken, el kiralamak bile zorlaştı. Ne ev sahipleri memnun, ne de kiracılar. Konut fiyat artışı yüzde 95.
Vatandaşlarımız acil bir çözüm bekliyor. İktidar ise, 'Çözeceğiz' diyor. Ama nasıl çözeceklerini bilmiyorlar. Çünkü inşaat sektörü üzerinden kurdukları rant sistemi izin vermiyor. İvedilikle yabancılara konut satışlarını durdurun, altı aydan fazla boş duran konuta ek vergi getirin. Bir an önce uygun fiyatlı konut programı başlatın”.