Coşkun: İl Milli Eğitim Müdürlüğü İle Veriler Birbirine Ters Düşüyor
Eğitim Bir-Sen Şanlıurfa Şube Başkanı ve Memur-Sen il Temsilcisi İbrahim Coşkun, kentte görev yapan ulusal ve yerel basın temsilcileriyle bir araya geldi. Coşkun, 2017-2018 eğitim-öğretim yılının değerlendirmesini yaptı. Ayrıca Coşkun, il Milli Eğitim Müdürlüğünün açıkladığı öğretmen açıkları ile ilgili verilerin gerçeği yansıtmadığı noktasında eleştirilerde bulundu.
Özel bir mekanda düzenlenen programda gazetecilere açıklama yapan Coşkun,”2017-2018 eğitim-öğretim yılı, öğrencilerimizin emeklerinin karşılığını görecekleri karne heyecanıyla sona erdi. Öncelikle Eğitim Bir-Sen Şanlıurfa Şubesi olarak; gerek öğrencilerimizi ve gerekse meslektaşlarımızı yıl boyu gösterdikleri özverili çalışmalarından dolayı kutluyoruz. Öğrencilerimiz ve öğretmenlerimiz kendilerini yenileyecekleri, tazelenecekleri ve başlayacakları yeni eğitim öğretim dönemine hazırlanacakları bir sürece giriyorlar. Fakat onlardan evvel, yetkililerin ve yöneticilerin çözmesi gereken birçok sorun, iyi bir gelecek için ortadan kaldırması gereken pek çok engel bulunmaktadır.”dedi.
‘TAVAN İLE TABAN ARASINDAKİ BAĞ KOPTU’
Mevcut eğitim sisteminin kimseyi memnun etmediği, millet tarafından eleştirildiği, eğitimin paydaşları tarafından sürekli tartışıldığı, eğitimcilerin giderek artan sorunlardan şikâyetçi olduğu, en sonunda eğitimin aktörü öğretmenin bile mesleki iştiyakını kaybederek tavan ile taban arasındaki duygusal bağın koptuğu bir anaforun içindeyiz.
SORUNLAR, HER GEÇEN GÜN BÜYÜYOR
Son yıllarda bütçeden en fazla payı eğitimin alıyor olmasına, Sayın Valimiz’in liderliği ve hükümetimizin Şanlıurfa için harcadıkları enerji ile İl Milli Eğitim Müdürlüğünün taşıma merkezi okul ziyaretleri, beslenme dostu okul sayısının 93’e, Beyaz Bayrak almış okul sayısının 592’ye çıkarılması ve 12 ülkeye ev sahipliği yaparak organize edilen 23 Nisan kutlamaları takdirimizi toplamıştır. Ancak sahada karşılığı olmayan istatistik oyunları, akamete uğrayan uygulamalar, ders kitaplarındaki hatalar, değişen sınav sistemindeki belirsizlikler, öğretmene uygulanmak istenen performans garabeti, şiddetin aramızdan ayırdığı öğretmenlerimiz, şiddet mağduru birçok eğitimcimiz, her geçen gün büyüyerek devam eden sorunlar, eğitimin düzeleceğine dair umutları azaltmakta “ülkemizin ve Şanlıurfa’mızın en öncelikli sorunu eğitimdir” dedirtmektedir.
Türkiye’nin en kalabalık öğrenci nüfusuna sahip kentlerinden biri olan Şanlıurfa’nın, öğretmen açığı sorunu bir türlü çözüme kavuşturulamamıştır.”
ÖĞRETMEN AÇIĞININEN AZ 2/3’ÜNÜN KAPATILMASI GEREKİYOR
Eğitim Bir-Sen Şanlıurfa Şubesi olarak 2017/2018 Eğitim-Öğretim yılının başında Şanlıurfa’da en az 7 bin öğretmene ihtiyaç duyulduğuna yönelik açıklamalarda bulunduklarını ifade eden Coşkun, şunları söyledi:”Son 6 yılda ilimize yapılan derslik sayısı ile birlikte özellikle de bu eğitim öğretim yılında temeli atıldığı söylenen 150 okulun bitmesi halinde bu açığın 10 binleri bulma ihtimali olduğunu söylemiştik. Şanlıurfa İl Milli Eğitim Müdürlüğü, sebebini hala çözemediğimiz bir tavırla öğretmen açığımızın 3 bin 500 olduğunu basınla paylaşmıştı. Eğer bu ilin sorunlarını çözmeye çalışıyorsak sorunları doğru tespit etmemiz lazım. İl Milli Eğitim Müdürünün birinci ağızdan aktardığı 3 bin 500 sayısı o tarihlerde müdürlüğün kendi internet sitesindeki verilerle dahi çeliştiği kamuoyunun takdirindedir. Sonuç itibariyle öğretmen açığı daha sonra Müdürlük tarafından 5 bin olarak güncellenmiş, en son Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanı Sayın A. Eşref Fakıbaba’nın beyanatı ile açığımızın 7 bin olduğu tescillenmiştir. İl dışına gidecek öğretmen atamaları sonuçlarının yarın (12 Haziran 2018) açıklanacağı dikkate alındığında bu sayının da artacağı malumdur. Şimdi siyasilerimizden beklentimiz yapılacak ilk atamalarda bu öğretmen açığımızın mümkünse tamamının, değilse en az 2/3’ünün kapatılması için çaba harcamalarıdır.
Bu manada siyaset kurumunun kimi bürokratlar tarafından doğru yönlendirilmediğini üzülerek müşahede ediyoruz. Başarılıymış gibi görünmek uğruna bu ilin sorunlarını gölgelemek, halının altına süpürmek Şanlıurfa’ya yapılabilecek en büyük ihanettir. Benzer bir husus, anaokulu çağ nüfusunun okullaşma oranlarında da görülmüştür. E-okul sistemi üzerinde Şanlıurfa il sınırları içerisinde bulunan tüm anaokulu çağ nüfusu okul müdürlüklerinin takibini kolaylaştırmak adına sisteme aday kayıt olarak düşmektedir. Velinin okula müracaat ederek kaydını kesinleştirmesi ile de kayıt gerçekleşmiş olmaktadır. Buna rağmen birçok ilçemizde ilin talimatıyla aday kayıt listeleri velilerden habersiz bir şekilde, kesin kayda geçirilmiş, bazı ilçelerimizde okullaşma oranı %100 olarak gösterilmiştir. Anaokullarında taşıma yapılmasının mevzuat gereği mümkün olmadığı göz önüne alındığında anaokulu bulunmayan kırsal mahallelerdeki öğrenciler nasıl ilçe merkezlerinde kayıtlı gibi gösterilmiştir. Anaokullarına kayıtlı olan öğrenci sayısı ile devam eden öğrenci sayısı kıyaslandığında bu durum apaçık ortaya çıkacaktır. Üzülerek belirtmemiz gerekiyor ki, okul müdürleri de bu konuda zor durumda bırakılmıştır.”
Coşkun, şöyle konuştu:”Bu nedenlerle geleceğe umutla yaklaşmak isteyen bir anlayışla Eğitim-Bir-Sen Şanlıurfa Şubesi olarak aşağıda sıraladığımız sorunları kamuoyunun takdirine sunuyor, ilgililerden cevaplanmasını talep ediyoruz.
– Milli Eğitim Müdürlüğünün rakamlar üzerinden oluşturmaya çalıştığı algı, açıklamalardaki tutarsızlıkların nedeni verilerin yanlış analiz edilmesinden mi kaynaklanmaktadır? Yoksa başka sebepleri mi vardır?
– Şanlıurfalı öğrencilerin geleceğini etkileyen, eğitimde mağduriyet yaratan öğretmen açığı sorunu, derhal gerçekçi rakamlar ve kalıcı çözümler ile ortadan kaldırılmalı, eğitim gibi üzerinde ciddiyetle durulması gereken bir konuda ayakları yere sağlam basan açıklamalar yapılmalıdır.
– Hayatın hakikatte, hakikatin de hayatta kalmaya ihtiyaç duyduğu günlerden geçiyoruz. Gerçeklerin üstüne gerilen perdelerde oynatılan gölge oyunlarını bertaraf ederek yol almak, sorun çözmek temel hedefimiz olmalıdır. Okul öncesinde olduğu gibi istatistikler üzerinde manipüle edilmiş sayısal verilerin ilimizin gelişimine hiçbir katkısı olmayacağı aşikârdır. Çağın asalete, asaletin de ahlaki üstünlüğe ihtiyacı var’ düsturuyla gerçekleri dile getirmekten korkmamalıyız.
– Yüz yüze bakanları, yan yana duranları karşı karşıya getirecek performans değerlendirme uygulamasının yanında iki yıldır Bakanlığa gönderilmeyen ve hiçbir izahı olmayan aylıkla ödüllendirmelerin yapılmadığını öğretmene ve idarecilere verdiğiniz önemi daha iyi anlamaktayız. İki yıldır ödüllendirecek öğretmen ve idareci mi bulamadınız? Yoksa İl Milli Eğitim Müdürlüğünün çalışma arkadaşlarının performans yetersizliğinden mi kaynaklanmaktadır?
– Son dönemlerde eğitimcilere yönelik iftira, hakaret ve şiddet olaylarının ciddi bir şekilde arttığını görmekteyiz. İl Milli Eğitim Müdürlüğünün kendi personelini savunmasız bırakması bir yana, her türlü iddia veya şikayette soruşturmalar açıp cezalandırma yoluna gitmesi eğitim çalışanlarının moral ve motivasyonunu bozmaktadır. İlimizde şiddete uğrayan öğretmen ve idarecilere İl Milli Eğitim Müdürlüğü bahçesinde düzenlediğimiz basın açıklamasıyla destek olduk. Bu konuda İl Milli Eğitim Müdürlüğünü daha duyarlı olmaya davet ediyoruz.
– Öğretmenlerin anayasal haklarını sınırlayan, aile bütünlüğünü bozan, eşleri birbirinden, çocukları da anne babalarından 6 yıl boyunca ayrı bırakan, öğretmeni eşi ile işi, sağlık ile işsizlik arasında tercihte bulunmaya zorlayan, öğretmenler odasında ayrımcılık oluşturan, öğretmenlik mesleğini ve öğretmenin itibarını zedeleyen sözleşmeli öğretmenlik uygulamasına son verilerek teşvik formülü hayata geçirilmelidir. Ayrıca İl Milli Eğiitm Müdürülüğü ilimizde görev yapan sözleşmeli öğretmenlerin sıkıntıları ve sorunları ile ilgili kapsamlı bir çalışma yapmalı ve çalışma raporunu ilgililerin dikkatine sunmalıdır.
– Mevcut sorunları çözmek yerine yeni sorunlara kapı aralayacak girişimlerde bulunmanın akılla mantıkla izah edilecek yanı yoktur. İş yapmak, sorunları çözmek, eğitim sistemine sağlam bir zemin oluşturmak; Şanlıurfa’mızın yararına olacak projeler geliştirmek istiyorsanız her türlü katkıyı vermeye hazırız. Ancak, eğitimcilerin saygınlığına halel getirecek hiçbir adıma, projeye, sisteme destek vermeyiz, vermeyeceğiz.
– Okullarımız, eğitim-öğretimin sürdürülmesi için zorunlu yardımcı hizmetleri ifa eden personelin eksikliğini ciddi şekilde hissetmekte, bu durum eğitim hizmetlerinin aksamasına neden olmaktadır. İl Milli Eğitim hizmet binasına tahsis edilen hizmetli ve memur kadrosuna gösterilen azami gayret ve çabaların ilçelerimizdeki okullarımız içinde gösterilmesi yerinde bir karar olacaktır.
– Devletin görev yapılan makama tanıdığı yetkilerini, kişisel güçlere dönüştürmemesini, ilkeler üzerinden değil, kişisel ilişkiler üzerinden tasarruflara neden olacak eylem ve fiillerden kaçınmasını gerektiğini bir kez daha deklare ediyoruz. Bu minvalde bazı okul müdürlerinin görevden alınacağı bilginin kamuya açık alanlarda ifade edildikten sonra arka arkaya bu isimlerin geçirdikleri soruşturmalarla(!) görevlerinden el çektirilmeleri toplum vicdanını yaralamaktadır. Ayrıca adil yapılmadığı şüphesi uyandıran bu soruşturmaların son günlerde artması, manası “Gerçeği araştırmak” olan muhakkiklik görevinin yara almasına neden olmakta, bu tip soruşturmaları yürüten muhakkiklerin ilerde yapılacak suç duyuruları ile Savcılık önüne çıkmalarına neden olabilecek mağduriyetlere yol açmaktadır. İstiklal Mahkemelerinin kararlarını andıran “önce karar sonra gerekçe” uygulamalarıyla sonucu belli soruşturmalarla kelle avcılığı yapmaya kimsenin hakkı yoktur.
– TEOG’un yerine getirilen yeni ortaöğrenime geçiş sistemi ve bu sistem ekseninde merkezi sınav ve yerleştirmenin sonuçları önümüzdeki günlerde görülecektir. Öğrenci ve ailelerin tercih ettiği okul türüne göre ikametlerine en yakın okula yerleştirilmeleri için yerel imkânların maksimize edilmesi amaçlanmalı öğrencilere LGS sınavında yaşanan sıkıntılara benzer mağduriyetler yaşatılmamalıdır. Konu ile alakalı önümüzdeki eğitim öğretim yılında Karşıyaka bölgesinde bulunan Eğitim Kampüsü’ne taşınacak okulların adres bilgilerinin şimdiden işlenmesi sınav günü bazı velilerin inşaat halindeki okullara gitmelerine sebep olmuştur. Bu yavrularımızın bir kısmı sınava geç girmiş, iddialara göre birkaç tanesi ise sınava girememiştir. Bu vebalin altından kalkmak mümkün değildir.
– Atamaların mülakatla yapılması, adayların kazanma ya da kaybetme nedeninin objektif bir şekilde izah edilememesi, birçok yazılı sınavdan geçmiş öğretmen adaylarının farklı komisyonlarca bir kaç dakikalık mülakatla elenmesi hakkaniyete aykırıdır ve maşeri vicdanı yaralamaktadır.
– Alan değişikliği konusunda verilen sözlerin tutulmaması, alan değişikliği yapmak isteyen ve alan değişikliği yapamadığı için mağdur olan çok sayıda öğretmenin kariyer planlaması yapmasına engel teşkil etmiştir. Öğretmenlerin eğitim-öğretim yılı başında yeni alanlarında ve eğitim kurumlarında göreve başlamalarını sağlayacak şekilde boş normun en az yüzde 10’u alan değişikliği için kullanılmalıdır.
– Eğitim kurumlarının işleyişine ilişkin yönetmelik hükümleri başta olmak üzere, kendilerine muhtelif mevzuat hükümleri çerçevesinde çok sayıda idari görev ve sorumluluk yüklenen eğitim kurumu yöneticilerinin sıklıkla muhakkik olarak görevlendirilmeleri, bir taraftan soruşturmaların etkin bir şekilde yürütülmesine engel teşkil edecek, diğer taraftan ise eğitim kurumlarının yönetimini sekteye uğratabilecek muhakkik görevlendirmeleri için kalıcı çözümler bulunmalıdır.
– Kamusal alan yalanıyla yıllarca kadınlara ve kız öğrencilere uygulanan kılık-kıyafet dayatması, verdiğimiz mücadele, yaptığımız eylem ve etkinlikler sonucunda kaldırılmış, kamuda çalışan kadınlara yönelik ‘başı açık’ ibaresinin yönetmelikten çıkarılmasıyla kadının kamu hizmetine katılımında bir engel aşılmış olup sivil itaatsizlik gerekçelerimizden olan erkek kamu görevlilerine de kılık-kıyafet dayatmasından vazgeçilmelidir.
– 15 Temmuz hain darbe girişiminin ardından çıkarılan KHK’larla ihraç edildikten veya mülki amirlerce açığa alındıktan sonra masumiyetleri ve mağduriyetleri ispatlanan kamu çalışanlarının derhal görevlerine iadesi yapılmalıdır. 15 Temmuz İşgal girişiminin ardından geçen iki yıllık süre bir mağdurun ve yakınlarının hayatında kapanmaz yaralar açılmasına sebep olabilecek çok uzun bir süredir. Mor beyin tecrübesinin bu manada bir ders niteliğinde olması gerekmektedir. Ellerinde mahkeme kararı bulunan kamu çalışanlarının halen görevlerine iade edilmemesini izah etmek mümkün değildir.
Biz Eğitim-Bir-Sen Şanlıurfa Şubesi olarak Şanlıurfa’mız ile ilgili bütün konularda el birliği ile güç birliği ile bu memlekete katkı sunmanın çabası içindeyiz. Bu çabamızda hiç kimse bize engel olmaya kalkmasın. Kim yanlış yapar ve yanlış yapmakta da ısrar ederek iyi niyetli uyarılarımızı dikkate almazsa; yapmış olduğu yanlışları dile getirecek ve bu yanlışların doğuracağı muhtemel olumsuz sonuçların yaşanmaması adına ilgilileri, yetkilileri ve kamuoyunu bilgilendirecek ve dikkat çekmeye devam edeceğiz.”