Eğitim, Hayatta Başarılı Olmanın; Öğretmen İse Eğitimde Başarıyı Yakalamanın Temel Unsurudur

Bilginin sayısız çeşitlilikte arttığı, teknolojik gelişmelerin sosyolojik dönüşümlere yol açtığı bu çağda, iddiaları küresel, karakteri millî olması gereken eğitim sistemimizde öğretmenlerimizin hak ettiğini alması, layık olduğu itibarı görmesi, onlara bağlanan umutla doğru orantılı olmalıdır.

Merkezinden öğretmeni çıkaran eğitim sistemleri ile başarılı olmanın imkânı yoktur. Çünkü her sistem ancak öğretmeni kadar başarılıdır. Bütün varlığı ilimle tanımlayan, bilenle bilmeyeni bir tutmayan,  okumayı, beşikten mezara kadar ilim tahsil etmeyi, nerede olursa olsun hikmeti aramayı, âlimlere hürmeti emreden bir medeniyetin mensupları olarak, tarih boyunca olduğu gibi bugün de öğretmenlerimize hak ettiği değeri vermeliyiz.

İncelik, anlayış, sevgi, fedakârlık, sabır gerektiren öğretmenlik, ülkemiz ve milletimiz için sadece önemli değil, iddialarımız için de hayati ölçüde değerli bir meslek ve sanattır. Çünkü onlar ruhumuzun işçisi, geleceğimizin de mimarlarıdır. Öğretmenlerimiz, geleceği emanet edeceğimiz çocuklarımızın zihin dünyalarını şekillendirmek gibi kıymetli olduğu kadar mesuliyet gerektiren ağır, ince bir sanatı icra etmektedir.

Öğretmenlik, benliğimizi aşama aşama, korkudan ümide, karanlıktan aydınlığa çevirip, hayallerimize gerçeklik, gerçeğimize heyecan, heyecanımıza gayret kazandırarak irfan aşılama sanatıdır. Öğrencilerin hayata adım attıkları ilk evrede, bilgi, düşünce, eleştirme, anlayış temelleri atan öğretmenlerdir. Çoğumuzun rol modeli öğretmenlerimiz olmuştur.

Devleti ve milletiyle birlikte güçlü Türkiye’yi inşa etmek, eğitim meşalesini hiç söndürmeden elden ele ve nesiller boyu taşımakla mümkündür. Yetişmiş insanlarının öncülüğünde yolu ilimle aydınlanan bir milletin medeniyet yürüyüşü sekteye uğramaz, engellenemez. Hiç kuşku yok ki, millî ve manevi değerlerine bağlı, erdemli nesiller, idealist öğretmenler elinde yetişecektir. Bu vasıfta öğrenciler yetiştirmeyi amaçlamada yetersiz kalan eğitim sistemleri ve öğretmenler, kendi öz değerlerine yabancı, tarihinden, kültüründen kopuk nesillerin yetişmesine mani olamamış, sonuçta ödediğimiz ağır sosyal maliyetlerle birlikte onlarca yılımız heba olmuştur.

Yıllardır eğitimin birçok boyutunun ihmal edilmiş olması, sürdürülebilir politikaların izlenmemesi, ‘sürekli değişim oluyor ama hiçbiri günü kurtarmaktan öteye gitmiyor’ şeklindeki toplumsal algı, eğitim konusunda büyük hedefler belirlemenin vaktinin geldiğini, köklü yapısal değişiklikleri gerçekleştirmenin tam zamanı olduğunu göstermektedir. Bu hedeflere yürüyebilmek, yapılan değişiklikleri uygulayabilmek ancak değeri bilinmiş, hakkı verilmiş bir öğretmen kadrosuyla mümkündür.

Fiziki imkânlar açısından her geçen yıl daha iyiye gidilirken, aynı hamlelerin eğitimin felsefi arka planında, hedeflenen kazanımların millî ve manevi değerlere uyumluluğunda ve öğretim programlarında da yapılması gerekmektedir. Ülke olarak, öğretmenin mesleğini en verimli, güvenli ve nitelikli bir şekilde icra etmesi için imkânları seferber etmekten kaçınmamalıyız.

2023 Eğitim Vizyonu, bu yönden ümit verici açılımlar içermektedir. Yeni ve olması gereken anlayışa geçmeyi programlayan güçlü bir iradenin olduğu bu dönemde, mesleğin itibarı daha da artırılmalıdır. Bunun yanı sıra, şiddetten kaynaklanan, can almaya kadar varan meşum olayların bir daha yaşanmaması için caydırıcı önlemler ivedilikle alınmalıdır.

Öğretmenlik meslek kanunu, mesleği hak ettiği ölçüde yeniden kurgulamalıdır. 2023 Eğitim Vizyonu, ancak motivasyonu artırılmış, hakları genişletilmiş, niteliğine yatırım yapılmış bir mesleki algıyla mümkündür. 3600 ek göstergenin verilmesiyle başlayacak iyileştirmeler, ücretlere yansıyan teşvikler, yüksek lisans, yeni pedagojik formasyon eğitimi ve öğretmen saygınlığını artıracak diğer çözümler, bu kıymetli mesleği daha cazip ve verimli hâle getirecektir.

Eğitim-Bir-Sen olarak, sözleşmeli öğretmenlik, öğretmenlerin kariyer basamaklarına ilişkin yaşadıkları belirsizlik, ek ders esaslarındaki adaletsizlik, öğretmen açığı, atama ve yer değiştirme süreçlerinde yaşanan sorunlar, yönetici görevlendirme süreçlerinde mahkeme kararlarının doğurduğu sıkıntılar, öğretmene şiddet, erkek kamu görevlilerine dayatılan kılık-kıyafet zorunluluğu ve benzeri sorunların bir an önce çözüme kavuşturulması çağrısında bulunuyor; öğretmenlerin gönülden katılacakları, kökü derinlerde bir Öğretmenler Günü özlemiyle, tüm öğretmenlerimizin emeklerinin değerinin anlaşıldığı, mesleğin itibarının ön plana çıktığı, sorunlarının çözüldüğü günlere ulaşmayı diliyoruz.