İl Sağlık Müdürlüğü'nün Gündemi: Başhekimlik Olayı
Son günlerde Eyyübiye 800 Yataklı Eğitim ve Araştırma Hastanesi başhekimlik çekişmeleriyle ilgili gündemden düşmüyor. İl Sağlık Müdürlüğü yetkilileri mevcut durum ile ilgili açıklama yapmaktan kaçınıyor. Kamuoyu, yetkililerle son durum ile ilgili bir açıklama yapılmasını bekliyor.
Güç savaşlarının en son ki adresi Eyyübiye 800 Yataklı Eğitim ve Araştırma Hastanesi oldu. Yrd. Doç. Dr. İdris Kırhan ve Opr. Dr. Yusuf Yavuz, 2-3 seferdir görevden alınıp tekrardan başhekimlik görevlerine getirtiliyorlar. Yaşanan süreç ile ilgili Sağlık İl Müdürlüğünden ses seda yok. İl Sağlık Müdürü Opr. Dr. Himmet Durgut’a ulaşmaya çalışsakta bir dönüş alamadık. İl Sağlık Müdürlüğü’nden herhangi yazılı bir açıklama yapılmaması kamuoyunun kafasını karıştırmaya yetiyor. Şu aşamada Opr. Dr. Yusuf Yavuz, başhekimlik görevini yürütüyor.
KIRHAN: FANİ DÜNYANIN TÜM MAKAMLARI GEÇİCİDİR
Yrd. Doç. Dr. İdris Kırhan, sosyal medya hesabı twitter’den yaptığı açıklamada,”Mesleğimin, şehrimin ve sendikamın her bireyi, şahsım için çok kıymetlidir. Bu olayı farklı boyutlara çekmeye çalışanlar, boşuna yorulacaklardır. Memur-Sen ailesi bir bütündür, dolayısıyla Memur-Sen ailesinin kaybedeni yoktur. Fani dünyanın tüm makamları geçicidir. Kalıcı bir makam varsa o da dostlarımızın yüreklerindeki ebedi makamlarımızdır. Üç aylık kısa bir süre zarfında yakın dostluklar kurduğum Şanlıurfa Eğitim ve Araştırma Hastanesi ve güzel ülkemin tüm hastaneleriyle olan gönül bağım, hekim olmam hasebiyle sürekli devam edecektir. Mesleğimin, şehrimin ve sendikamın her bireyi, şahsım için çok kıymetlidir. Bu olayı farklı boyutlara çekmeye çalışanlar, boşuna yorulacaklardır. Bu süreçte, bilgim dışında birçok makam ve yetki sahibi devlet büyüklerimiz rahatsız edilmiş olabilir. Bu tamamen bir hekim olarak daha önce bir nebze de olsa yardımcı olduğum gerçek dostlarımın bir teveccühüdür. Farkına varmadan herhangi bir had aşma olmuşsa haklarını helal etsin. Kıymetli arkadaşlarım, bu süreçte hiç ummadığım büyük bir destek ve ilgi ile karşılaştım. Her kesimden, her gruptan yoğun bir destek gördüm. Bu sevgi seliyle, inşallah Ülkemiz ve Şanlıurfa’mız için daha iyi işler yapabileceğimize olan inancım daha da kavileşmiştir. Başta, mevcut sağlık-sen başkanımız ve birlikte hareket ettiğim yeni aday arkadaşımla aynı güneşin çocukları olduğumuz bir hakikattir. Tüm mücadelemiz çalışanların haklarını daha iyi yerlere taşımaktır. Aramızda bir husumet yoktur ve olamaz. Biz bir aileyiz. Şairin tabiriyle; düşmanın taşı bana değmez de, dostun gülü yaralar beni” kabilinden sayıp geçiyorum. Allah hepimizi mağfiret eylesin…)Aynı camianın birer fertleri olarak girdiğimiz sendikal mücadelede de yine ahlak çerçevesinde kalmaya devam edeceğim. Şahsım adına yürütülmekte olan karalamaların yasal ve ahlaksal olarak hiçbir tutarlı tarafı olmadığını camiamız zaten bilmektedir. Yürütmekte olduğum başhekimliğim sırasında, planlanmış, kirli ve gerçek dışı haberler ile şahsımı hedef gösterip makamlarını sabitleştirmeye çalışanlara hiçbir zaman pirim vermedim ve vermeyeceğim. Bizler insan olduğumuz için elbette ki eksikliklerimiz ve yanlışlarımız olacaktır. İnsan kelimesi bir görüşe göre Arapça’da unutkan demekmiş. Dolayısıyla insanoğlundan herkesi memnun etmemiz mümkün değildir. Zaten herkesi memnun etmeye çalışmak da başarısızlık getirir. Şahsım için makamlar, hizmetkâr olma ve dua alma makamlarıdır; benlik duygularının tatmin edileceği makamlar değildir. Devlette daimilik esastır. Daha önceki görevlerim sırasında da hep, eser bırakma, yenilik yapma, farkındalık oluşturma ve vatandaşa hizmetkâr olmak temel ilkemdi. Gerek yürütmekte olduğum kutsal hekimlik mesleğim ve gerekse üyesi olmakla onur duyduğum sendikamın bana yüklemiş olduğu sorumluluğun farkındayım. Bu doğrultuda daima sağduyu ile hareket ettim. Başhekim olmam veya ayrılmam tamamen beni o makama layık görenlerin takdiridir.”İfadelerine yer verdi.