Şanlıurfa'da doktorlar iş bırakma eylemi başlattı

Şanlıurfa'da bazı sendikalara bağlı olarak görev yapan doktor ve sağlık çalışanları, sağlıkta şiddete tepkş göstermek ve çalışma koşullarının düzeltilmesini talep etmek için 2 günlük iş bırakma eylemine gitti. Sendika temsilcileri yaptığı basın açıklamasında, alım güçlerinin büyük bir hızla azaldığını savundu.

Şanlıurfa’da bazı sendikalara bağlı olarak görev yapan doktor ve sağlık çalışanları Mehmet Akif İnan Eğitim ve Araştırma Hastanesi bahçesinde bir araya gelerek basın açıklaması düzenledi.

Açıklamaya katılarak "Devletin memuru yoksul olamaz", "Sadaka değil, hakk istiyoruz" sloganları atan Sağlık Çalışanları Sendikası, HEP-SEN, Birlik ve Dayanışma Sendikası, Hekimsen, Hekim Birliği Sendikası, Tabip-Sen ve ŞUAHED temsilcileri ve üyeleri,  1-2 Ağustos'ta SABİP Platformu'nun iş bırakma eylemi nedeniyle basın açıklaması yaptı.

Sendikalar, açıklamalarında şiddetin önlenmesi, liyakat, mali haklar, özlük hakları ve çalışma koşullarının iyileştirilmesi taleplerinde bulundu.

Taleplerinin yerine getirilmesi için 2 günlük iş bırakma eylemine gittiklerini belirten sağlık çalışanları, ivedilikle sorunlarının çözülmesini istedi.

 

BARUT: ALIM GÜCÜMÜZ BÜYÜK BİR HIZLA AZALIYOR

SABİP Platformu adına Serdar Barut yaptığı açıklamada, "ölüyoruz, öldürülüyoruz" ifadeleriyle sağlık çalışanlarına uygulanan şiddete dikkat çekerek, "Tırnak makasıyla alışveriş merkezlerine dahi girilemeyen bir zamanda, silahla polikliniğe girip sağa-sola ateş edebilen kişilerle iç içeyiz. Şiddetin gölgesinde hizmet üretmeye çalışırken, her an bu silahtan çıkan bir kurşunla, hatta başımıza indirilen bir oksijen tüpüyle, gelecek bir bıçak darbesiyle ölebiliriz. Şiddeti engellemek için sadece kanunların yeterli olmayacağını biliyoruz. Rant alanlarına dönüştürülen ve kışkırtılan sağlık talebi, saygının yok edilmesi, eksik istihdamla verilmeye çalışılan hizmet, 5-10 muayene süreleri... Şiddeti üreten bu sistemin kendisi" diye konuştu.

Ekonomik olarak da açlık sınırında olduklarını savunan Barut, "Çeşitli kalemler altında ödenen ve emekliliğe yansıtılmayan ek ödemelerle avutuluyoruz. Gerçek enflasyon karşısında bizlere sadece yüzde 17,5 zam reva görülürken, emekliliğimize yansımayan seyyanen zam ile eğitimli olmak cezalandırılıyor ve mezarda emekliliğe mahkum ediliyoruz. Alım gücümüz büyük bir hızla azalıyor. Fakat çalışma ücretimiz iş hukukuna göre normal mesaimizin iki katı olması gerekirken, yarısından az alıyoruz." ifadelerini kullandı.