Altay, yaptığı açıklamada bir süre önce hizmete giren “Girişimsel Radyoloji Ünitesi”nin bölgede sayılı olduğunu birçok hastanede ünitenin bulunmadığını söyledi.
Teknolojinin gelişmesiyle birlikte tıpta çok yeni gelişmelerin yaşandığını belirten Altay, şöyle konuştu:
” Girişimsel radyoloji servisimiz çok yeni tedavi yöntemleri sunan bir bölüm. Burada hem damar içinde yapılan yöntemler hem de vasküler alanların dışında ve birçok alanda kullanımı mevcut. Burada ekip olarak çalışma çok önemli. Bu yöntemde müdahale önce ve sonrası ek müdahalelere de ihtiyaç duyula biliniyor. Özellikle cerahi ve aneztezi gibi yöntemlerinin müdahaleleri gibi. Bu tip yöntemlerin üniversitelerin araştırma ve uygulama hastanelerindeki kombine ekiplerle yürütülmesi çok önemli. Bizler kurduğumuz “Girişimsel Radyoloji Ünitesi”ni diğer bölümlerle entegre ederek bu hastalarını mümkün olduğu kadar az riskli işlemlerle tedavi edilmelerini ve gerekirse diğer bölümlerdeki tedavi yöntemleriyle de yürütülebilmesi için çabalıyoruz. Hastanemizin alanında 2 anjiyo ünitemiz var. “Girişimsel Radyoloji Ünitesi”ndeki arkadaşlarımız diğer ünitedeki arkadaşlarla birlikte çalışmalarını yürütüyor. Amacımız ve talebimiz daha yeni ve gelişmiş bir “Girişimsel Radyoloji Ünitesi”nin açılması. Bunun için hastanemizin imkanları tam.”
-Kapalı yöntem hastaya konforunu artıyor
Harran Üniversitesi Tıp Fakültesi Radyoloji Anabilim Dalı Başkanı Doç. Dr. Abdürrahim Dusak da girişimsel radyoloji ünitesi tedavilerin kapalı yöntemlerle yapıldığın bunun da hasta konforunu arttığını belirtti.
Hastanenin bir çok imkana sahip olduğunu anlatan Dusak, şunları kaydetti:
” Ameliyata ihtiyaç duyulmadan kapalı yöntemlerle hastanın konforunu ön plana çıkaran tedavi etkinliğini artıran bir yöntem olarak bölgemizde nadir bir merkezimiz var. Vakalarımız ciddi hayati tehlike oluşturabilecek olgular, bu riskten kurtulma şansı buluyorlar. Bazı şikayetler örneğin kan kusma gibi şikayetleriyle gelen hastanın ciddi hayati riske girmeden kapalı yöntemle tedavisini yapabiliyoruz. Beyinde baloncuk olarak bildiğimiz rahatsızlığıda aynı yöntemle tedavi edebiliyoruz. Cerrahi yöntemlerle ulaşması zor bölgelerdeki koleksiyonları ve drenajları kapalı yöntemlerle tedavi ediyoruz. Bunlar oldukça hayati risk oluşturan hastanın hayatını tehlikeye koyan durumlardır. Anestezi komplikasyonlarını da en aza indirerek bunları tedavi ediyoruz. Bölgede çok nadir bulunan bir merkezimiz var. Elimizden geldiği kadar merkezimiz geliştirmeye çalışıyoruz.”
Girişimsel radyoloji ünitesinde görevli Doktor Mehmet Kolu da insanların beyin damarlarında baloncuk oluşabildiğini fakat bunun farkına çoğu zaman varılamadığını ifade etti.
Bu tür durumlarda erken ve doğru müdahale edilmediği taktirde hastanın yaşam şansının düştüğünü dile getiren Kolu, “İnsanlar çoğu zaman bunun farkında olmaz bazen baş ağrısıyla kendini gösterebilir. Çoğu zaman başka rahatsızlık durumlarında yapılan beyin görüntüleme tetkiklerinde ortaya çıkar. Bu rahatsızlıklar bize genelde beyin kanamasıyla gelir. Bu hastalarda beyin kanaması oldu mu yüzde 50 civarında şansları bulunur ve bunların maalesef büyük kısmı ya ölür ya da kalıcı sakatlıkla hayatlarına devam eder. Biz merkezimizde bu hastaları kabul edip hiç bekletmeden anjio ünitemizde tedaviye almaya başladık. Kasık damarlarından kapalı yöntemle girerek özel malzemelerle o beyin baloncuğunun içerisine girip baloncuğu tamamen kapatıyoruz. Hastalarımız bu sayede kısa sürede iyileşiyor. Bu rahatsızlıkların bizim yaptığımız gibi kapalı yöntemlerle yapıldığı merkezler Türkiye’de çok az. Harran Üniversitesinde birkaç aydır bu hizmet sunuluyor. Hastaların bu şekilde ilimizde tedavi olabilmesi çok önemli,bu hastaların ve yakınlarının başka illere sevk edilmesi ve bu ağır tabloyu bilmedikleri bir şehirde memleketlerinden uzakta atlatmaları çok daha ağır oluyor. ” diye konuştu.
YORUMLAR