HÜDA PAR Şanlıurfa milletvekili adayları, Karaköprü İlçe Teşkilatı öncülüğünde mahalle (köy) ziyaretlerinde halkla bir araya gelerek, 24 Haziran seçimlerinde destek talebinde bulundular.
Hamurkesen ve Salkım mahallelerini ziyaret eden milletvekilli adayları, 24 Haziran genel seçimlerinde HÜDA PAR’a destek vermelerini istedi.
HÜDA PAR adayları, ziyaret ettikleri mahallerde halka hasbihal ederek, destek talebinde bulundu. Adaylar, daha sonra iftar programının düzenleneceği salona geçti. Programa mahalle sakinlerinin yoğun bir şekilde iştirak ettiği görüldü. İftardan önce mevlit okundu, salavatlar getirildi.
Kur’an-i Kerim tilavetinin okunmasıyla başlayan programda, Hamurkesen mahallesinde doğup büyüyen ve milletvekili adayı olan Aziz Doğan, akrabalarına hitaben yaptığı konuşmada, “Beni tanıyor, biliyorsunuz. Ben sizin akrabanızım. Aranızda doğup büyüdüm. Bir birimizin her şeyini biliyoruz. Bu güne kadar ne sizin bana bir kötülüğünüz dokundu, nede benim size. Oyunuzu vereceğiniz kişiyi iyi seçin. Size olan, yalan konuşmayan, Allah Teâlâ’dan korkan, hakkınızı koruyan birini seçin.”
Ardından mahalle halkına bir konuşma gerçekleştiren Milletvekili Adayı Lokman Yalçın ise Ramazan ayının Müslümanların vahdetine, birliğine ve özellikle Kudüs halkının kurtuluşuna vesile olması temennisinde bulundu.
HÜDA PAR’ın kuruluşundan bu yana ilk defa parti olarak seçime gireceğini belirten Yalçın, Türkiye’nin 79 ilinde parti olarak, 2 ilinde ise bağımsız adaylarla seçime gireceklerini ifade etti.
Şanlıurfa’da 14 adaylarının olduğunu söyleyen Yalçın, “Bunlardan biri Aziz Doğan kardeşimiz, sizin de akrabanız, kardeşiniz ve yeğeninizdir. Aslında listemize baktığınız zaman, hemen hemen tüm adaylarımızı tanırsınız.” dedi.
Yalçın, “Bize, ‘Siyasete neden girdiniz? Siyaset kötüdür, yalan-dolandır, uzak durun. Müslümanların siyasetle ne işi var?’ diyorlardı. Biz kültürel faaliyet yürüten, halka bu yönde hizmet eden bir camiayız ve halen faaliyetlerimiz devam ediyor. Baktık ki, birileri almış eline baltayı, içine bulunduğumuz gemiyi delmeye ve bizleri batırmaya çalışıyor. Biz bu duruma daha fazla sabredemedik. Biz bu halkın idaresine ve yönetimine talibiz. Biz bunun için yola çıkmış bulunmaktayız.” dedi.
“100 bin nüfuslu ilçeni 10 bini uyuşturucu maddeye bulaşmış”
Uyuşturucu belasına da değinen Yalçın, “İslami faaliyet yürüten denekler, Kur’an Kursu, medrese, STK, âlimlerimiz ve seydalarımız, bu halkın hem dünya, hem de ahiret hayatını kurtarmak için mücadele ediyorlar. Bu kadar çalışmalara rağmen, hırsızlık artıyor. Balıklıgöl ailece gidebileceğimiz tek nezih ortamdı. Şimdi oraya da gidemiyoruz. Peki; bu kadar İslami faaliyetin olduğu bir memlekete uyuşturucu girer mi? Bu kadar çalışmaya göre girmemesi gerekiyordu. Ama şu anda yaptığımız araştırmaya göre, Urfa’nın 100 bin nüfuslu bir ilçesinde, 10 binin üzerinde gencimiz uyuşturucu maddeye bulaşmış. Aldığımız duyumlara göre, köylere dahi uyuşturucu madde sevkiyatı başlamış. Mademki bu kadar çalışma var, neden bunun önüne geçilmiyor? Neden toplum olarak kötüye doğru gidiyoruz? Çünkü maneviyat çöküyor da ondan.” ifadelerini kullandı.
Yalçın’ın konuşmasından sonra akşam ezanı okundu, iftara geçildi.
Hamurkesen Mahallesi’nde ziyaretlerini sonlandıran heyet, Salkım Mahallesini ziyaret etti. Burada halka hitap eden Yalçın, “Yanlışları uyarmadığımız takdirde vebal altına gireriz.” dedi.
“Hz. Ömer denince akla ilk gelen şey adalettir”
Türkiye’de adalet mekanizmasının yanlış yöne doğru hareket ettiğini, bazen durduğunu ifade eden Yalçın, Hz. Ömer’in hayatından örnekler vererek, “Hz. Ömer’i çok namaz kıldığı, zekât verdiği veya komşularına iyi davrandığı için tanımıyoruz. Adalet denince aklımıza Hz. Ömer geliyor. Onun için tanıyoruz.” dedi.
“HÜDA PAR’ın güçlenmesi demek, bu halkın huzuru ve refahı demektir”
HÜDA PAR’a neden oy verilmesi gerektiğinin altını çizen Yalçın, sözlerini şöyle sonlandırdı:
“Milletvekili seçimlerinde HÜDA PAR’ı ve adaylarını desteklemenizi istiyoruz. HÜDA PAR’ın güçlenmesi demek, bu bölgede adaletin, barışın, huzurun gelmesi demektir. HÜDA PAR’ın güçlenmesi demek, manevi değerlerimizin yeniden yükselmesi demektir. Maddi anlamda kimileri iyi olabilir. Ama manevi anlamda çöküntü içindeyiz. Şu anda durumumuz içler acısı uyuşturucuya bulaşan gençlerimiz, internet bağımlısı olan gençlerimiz, TV-diziler kültürü etkisi altında kalan gençlerimiz, düşünemeyen, üretemeyen bir nesil-gençlik yetişiyor. Dünyadan göç etmiş anne-babasının yerini dolduramayan bir gençlik yetişiyor.”
YORUMLAR