Şanlıurfa’da eski el sanatlarından ve mesleklerinden biri olan defçilik, günümüzde yok olmaya yüz tutan meslekler arasındaki yer alıyor.
Şehirde el davulu, bendir ve def olarak bilinen müzik aletleri, son dönemlerde ilahi grupları ve tasavvufun artması ile ilgi görmeye başladı. Ancak bir dönem 100’ü aşan deriye ses veren ustaların sayısı bugünlerde bir elin parmaklarını geçmeyecek sayıda.
Mesleğe destek verilmemesi ve çırakların yetişmemesi nedeniyle defçilik son ustaların ellerinde yaşamaya çalışıyor.
Şanlıurfa’nın son def ustalarından olan 50 yaşındaki Mehmet Karaca, BİHA’ya konuştu.
DERİDEN DEFE…
Mehmet Usta, mesleğine çocuk yaşta babasının yanında çalışarak başlamış. Küçük yaşlardan itibaren deri tabaklama işiyle uğraştığını belirten Mehmet Usta, icra ettiği el sanatını şöyle anlattı:
“İlk olarak deriler kasaptan bize ham olarak gelir. Derileri daha sonra suyun içinde bekletiriz. Derileri belli bir zaman sonra tezgâhımızda bulunan bıçaklarla içindeki etleri ayırırız. Deri sonrasında ilaçlanıp tüyü alınır. Deri suda 24 saat bekletilir. Bu süre de geçtikten sonra derinin içindeki ve dışındaki katı atık dilen maddeler atılır. Derinin pişmesi için yine ilaçlı suya konulur. Bu ilaçlı suda da bir gün bekletilen deriler daha sonra damlarda, tahtalarda kuruması için bekletilir. Bu işlemlerden sonra derinin işi bitmiş olur. Kasnaklara çekeriz, def hazır hale gelir.”
“KADİM MESLEK YAŞATILMALI”
“Deriler kalitesi, büyüklüğü ve küçüklüğüne göre 100 liradan başlayıp 400 liraya kadar çıkabiliyor” diyen Mehmet Usta, deflerin üzerine Osmanlı mimarileri, yazılar, motifler ve daha birçok sembolün çizilebildiğini söyledi.
Mehmet Usta, unutulmaya yüz tutmuş mesleklerin yaşayabilmesi için desteğe ihtiyaç olduğunu belirterek, “Resmi kurumlardan mesleğimize karşı hiçbir destek yok. Yetkili birimlere durumu ilettim ama gelen giden yok. Meslekte çırak da yetişmiyor. Mesleğin son ustalarıyız. 3-5 sene sonra biz de kalmayız. Vatandaşların deflere ilgisi var. Vatandaşın ilgisi olmasa zaten biz ayakta duramayız” dedi.
YORUMLAR