Ülkemizin en nitelikli ve zengin insan kaynaklarından birine sahip olan Bakanlığın kendi insan kaynaklarını eğitim yönetiminde tercih etmesi zaten kaçınılmazdır. Başka bir arayış söz konusu dahi olamaz, olmamalıdır.
Bu bağlamda “Eğitim Yönetiminde Liyakat ve Kariyer Sistemi” raporumuzda yer alan başlıkların dikkate alınması, sendika olarak eğitimin ihtiyaçlarına yönelik attığımız yapıcı adımların en büyük göstergelerinden biridir. Raporumuzda eğitim yöneticiliği konusunda bir başlık açmış ve ‘eğitim yöneticiliği tali görev olmamalı, meslek hâline getirilmeli’ demiştik. Eğitim yöneticiliği, dünya genelinde profesyonel bir meslek olarak icra edilmekte, ülkemizde okulların ulaştığı hüviyet ve eğitimin ihtiyaçları da bunu gerektirmektedir.
Öğretmenlik bilgi formasyonu, eğitim yöneticiliği için vazgeçilmezdir, buna ek olarak eğitim yöneticiliğinin niteliğini artıracak bir gelişim programı da uygulanmalıdır. Daha önce çağrıda bulunmamıza rağmen Bakanlık bugüne dek atadığı eğitim yöneticileri için böyle bir geliştirme programı maalesef uygulamamıştır. Bugün deklare edilen profesyonel yönetici tercihi bu tür planlamaları zorunlu kılmaktadır.
Yönetici yetiştirilmesi konusunda üzerinde uzlaşmaya varılacak bir öğretim metodolojisi ve model ortaya konulmalı, ihtiyaçları doğrultusunda desteklenmelidir. Eğitim kurumları yöneticilerinin artan sorumluluğu dikkate alınarak, yöneticilerin yetki ve sorumlulukları doğrultusunda mali ve sosyal hakları statülerine uygun olarak geliştirilmeli, eğitim yöneticiliğine en iyiler yönlendirilmeli, mesleki güvence sağlanmalı, her boyutuyla cazip hâle getirilmelidir.
Bakanlık, ‘100 günlük eylem planı’na dâhil ettiği profesyonel eğitim yöneticiliği konusunda, eğitimcilerin yöneticiliği niteliğini artıracak planlamaları paydaşlarla ve kamuoyu ile paylaşmalı, çerçevenin çizilmesi ve içeriğin doldurulması konusunda iş birliği yapmayı esas almalıdır.
YORUMLAR