Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) Şanlıurfa İl Koordinasyon Kurulu, Gezi Davası’nın 200. günü nedeniyle basın açıklaması düzenlendi. Açıklama, TMMOB Şanlıurfa İl Koordinasyon Kurulu Başkanı Fikret Çakır tarafından okundu.
Başkan Çakır okuduğu basın açıklamasında şu ifadeler yer aldı:
“Gezi Davası Karar duruşması üzerinden 200 gün geçti. Aralarında TMMOB Yönetim Kurulu üyesi Mücella Yapıcı, Şehir Plancıları Odası Onur Kurulu üyesi Tayfun Kahraman, Mimarlar Odası Avukatı Can Atalay’ın da bulunduğu arkadaşlarımız 200 gündür cezaevinde.
Hukuksuz tutuklama kararlarının verildiği günden itibaren başlattığımız ve bugün 200. gününe giren Adalet Nöbetleri vesilesiyle bir kez daha kararlılıkla belirtiyoruz: TMMOB ve bağlı Odaları olarak, mesleki ve teknik bilgimizi halkın yararına kullanmaya devam edeceğiz, arkadaşlarımızı asla yalnız bırakmayacağız ve bu ülkenin en görkemli halk hareketi olan Gezi’ye sahip çıkmayı kararlılıkla sürdüreceğiz.
Halka ait olan her şeyi korumak ve kamu yararını savunmak mühendis, mimar ve şehir plancılarının temel görevleri arasındadır. İstanbul’un en önemli kamusal alanlarından biri olan Gezi Parkı’nı korumak, Gezi’nin park olarak kalması için mücadele etmek mesleki etik ilkelerimizin bir gereğiydi.2013 Haziran’ında, sadece kamusal alanlarımızı değil iktidarın baskı politikalarını, temel hak ve özgürlüklerin askıya alınmasını, ülkemizin geleceğinin karanlığa gömülmesini de gündemimize alarak mücadele ettik”.
“CUMHURİYET TARİHİNİN EN ÖNEMLİ DİRENİŞLERİNDEN BİRİSİ OLMUŞTUR”
Başkan Çakır, TMMOB’un ülke sorunlarını meslektaşların yaşadığı sorunlardan bağımsız görmeyen bir anlayışla hareket ettiğini vurgulayarak şunları kaydetti:
“ Mühendis, mimar ve şehir plancıları da bu anlayışla toplumun ortak değerlerinin yok edilmesine karşı, kadına, farklı cinsel yönelimlere, sanata, kültüre yönelik gerici saldırılara karşı omuz omuza mücadele etmiştir. Gezi direnişi, toplum olmanın doğal bir sonucu olarak ülkenin dört bir yanında vücut bulmuş, Cumhuriyet tarihinin en önemli direnişlerinden birisi olmuştur.
İktidar, toplumsal direnişimizi defalarca yargılamaya, karalamaya çalışmış, Gezi’yi düşmanlaştırmaya çalışmıştır. Uzun süren hukuksuzluk zinciri içerisinde yargı üzerinden arkadaşlarımız nezdinde Gezi’yi tutsak etmeye, yalnızlaştırmayı amaçlamıştır. Arkadaşlarımızın nezdinde milyonların örgütlülüğünü, milyonların talebi hapsedilmek istenmiştir. Ancak tüm bunlara rağmen Gezi Direnişinin toplum vicdanında ve bilincinde lekelemeyi başaramamışlardır. Gezi Davasında verilen cezaların siyasi cezalar olduğu, hukuk sınırları içerisinde olmadığı tüm toplumun bildiği ve kabul ettiği bir gerçektir. Gezi Davasında verilen cezaların gecikmeksizin iptal edilmesi gerekmektedir.
Tutukluluğun 200. gününde bir kez daha sesleniyoruz: Arkadaşlarımızı derhal serbest bırakın! Gezi’den ve arkadaşlarımızdan elinizi çekin”.
YORUMLAR